Bunca zamandır nerelerdesin Ah vefasız sen beni hiç bilmez misin Terk edilmiş gözyaşımda Kaç yangın yandı
Kim bilir yanı başında kimler uyandı Çözdüm artık senin için bağladığım karaları Gözyaşımda yıkadım kalbimdeki yaraları Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir O yüzden sevgiliye “yar” denilir Bir damla gözyaşımın hakkı ödenmez Öldürmeyen her acı beni diriltir.
Bunca zamandır nerelerdesin Ah vefasız sen beni hiç bilmez misin Terk edilmiş gözyaşımda Kaç yangın yandı Kim bilir yanı başında kimler uyandı Çözdüm artık senin için bağladığım karaları Gözyaşımda yıkadım kalbimdeki yaraları Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir O yüzden sevgiliye “yar” denilir Bir damla gözyaşımın hakkı ödenmez Öldürmeyen her acı beni diriltir.
Seni düşünürken Şarkılarla ağladım Yüreğime hançer gibi işledi sanki nağmeler Karanlığa haykırdım hep hasretimi Gecenin sessizliğinde Duyuramadım….
Kapkara dünyama Güneş gibi doğmanı bekledim Yelda gecelerde Çiçekler ortağı oldu düşlerimin Kayan yıldızlara seni sordum Şimdi kim bilir neredesin? Kiminlesin
Girmemeliydin dünyama Yıkmamalıydın hayallerimi Dönmemeliydi yolundan duygular Bir simidi bölüp yemeyecektin benimle Bütün hayallerimi yok etmeyecektin Gitmeyecektin bir gurur yüzünden Gitmemeliydin….
Tanımasaydım keşke seni Geceleri uykusuz kalmaz Seni sayıklamazdım. Kanatsız bir kuş gibi çırpınmazdım.. Keşke yalan söylemeseydin Keşke kanatmasaydın yüreğimi Keşke…..
Ama sevdim seni Gitme..kal biraz daha Bir dal papatyaya razıyım ben.. İstemiyorum sabah olsun Kaybolan yüreğimi aramak istemiyorum Seni kaybetmeyi…hiç Hiç istemiyorum…..
Mustafa Ceceli & Enbe Orkestrası - Unutamam Unutmadım unutamam Kara sevdam merak etme Yaşamaksa, yaşadım lakin Canımın çoğu kaldı sende
Pişman mıyım asla, güzelleştim yasla Sevmedim mi sevdim evet Senden sonra ihtirasla... Ama benim ciğerim yanar Ten oyalanır, can kanar İki gözüm, iki çeşme haberin yok İçerime içerime akar...
Vakti zamanında, yoldan geçen birisi, bahçesinde acâyip hareketler yapan bir adama rastlar ve sorar:
- Niye öyle tepinip duruyorsun? - Keçe tepiyorum. Sıkıştırıp pazarda satacağım. Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!.. - Başındaki çıngırak ne? - Çevredeki bahçelerin ekin ve meyvelerine kuşların gelmemesi için, çıngırakla ses çıkarıyorum. Sâhipleri de bana bunun için biraz ücret ödüyor. Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!.. - Peki, sırtındaki yük nedir? - Bu yayıktır. Yoğurttan yağ çıkarıyorum. Sonra da götürüp pazarda satacağım. Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!.. - O elinde döndürdüğün nedir? - Elimdeki kirmen. Komşuların yünlerini eğiriyorum. Onlar da ücretini ödüyor. Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!.. - Ağzınla ne mırıldanıyorsun? - Hatmi tehlil okuyorum. isteyenlere hediye ediyorum. Onlar da bana çeşitli hediyeler veriyorlar. Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!.. - Gözlerini niye öyle çevirip duruyorsun? - Komşu çocuklarını tâkip ediyorum. Onları tehlikelerden korumak için bakıcılık yapıyorum. Komşular da bana ufak-tefek biraz hediye veriyorlar. Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!.. - Peki, dünya fâni olmasaydı daha neler yapardın? - Fani olmasaydı ona göre tedbir alırdım.
Söyle gül bahçesinin aşk kokan karanfili Bülbülün senden uzak yatacak hali mi var? Söyle gecenin nuru, akşamın tek kefili Güneşin sen doğmadan batacak hali mi var?
Yorulmuş hayallerim, dünü güne yüklerken Umutlarım, vuslatın kapısında beklerken Yalnızca resmin bile aşka hüsran eklerken Efkarın ömre hüzün katacak hali mi var?
Kim bilir kim kapattı aşka çıkan yolları Kim bilir kaç yıl oldu yormayalı falları Hem artık takvimlerin, sevda kokan yılları Ömrümden ödünç alıp satacak hali mi var?
Hayalin gözlerimde ağır ağır solsa da Kırılmış yüreğimden ömre hicran dolsa da Yara almış gönlümün suçu sabit olsa da Hüsranımın sevdama çatacak hali mi var?
Cüce ailesinin büyük çıkmazı Çocuklarının 4 yıl önce Suudi Arabistan’da karıştığını öğrenen Funda-Yusuf Cüce, oğullarını bulduğuna seviniyor ama Yakup’u kaybedecek olmanın üzüntüsünü yaşıyor Suudi Arabistan’daki hastanede doğum sonrası çocuklarının değiştiğini 4 yıl sonra öğrenen Funda (27) - Yusuf Cüce (37) çifti şokta. Kendi çocukları Ali’yi bulduklarına sevinen ancak 4 yıldır çocukları bildikleri Yakup’u kaybedecek olmanın üzüntüsünü yaşayan çift, büyük bir çıkmazın içinde. Sürekli ağlayan anne Funda Cüce, “Yakup, ‘Benim annem sensin, beni bırakma diye ağlıyor. İkisinden de vazgeçemiyoruz” diyerek çaresizliğini anlatıyor.
4 yıl önceki hikâye Yaklaşık 15 yıldır Suudi Arabistan’ın Necran kentinde oto elektrikçiliği yapan Yusuf Cüce’nin biri kız, iki çocuğu oldu. Hatay’da yaşayan eşi Funda ise zaman zaman çocuklarını da alarak eşinin yanına gidiyordu. Üçüncü çocuğuna hamile kalan Funda, 7 Eylül 2003′te Suudi Arabistan’da doğum yaptı ve Yakup böylece aileye katıldı. Funda, doğum yaptıktan bir süre sonra Hatay’a döndü. Yakup büyüdükçe, çevreden de, “Bu çocuk size niye benzemiyor?” soruları çoğalmaya başladı. Şüpheli sorulara muhatap kaldıkça, eşine soğuk davranmaya başlayan Yusuf Cüce, sonunda “DNA testi yaptıralım” teklifi getirdi. Bunun üzerine Cüce çifti Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde DNA testi yaptırdı. DNA testini psikolojilerini düzeltmek ve “Size benzemiyor” diyenlere delil göstermek için yaptırdıklarını söyleyen Funda Cüce, “Böyle bir sonuç beklemiyorduk” dedi. Sonuç 6 ay önce geldi; Yakup, çocukları değildi. Karı-koca ilk şoku atlattıktan sonra Suudi Arabistan’a gidip kendi çocuklarının peşine düştü. Bir ay önce de Suudi polisi gerçek çocukları Ali’nin bir Suudi ailede olduğunu bildirdi. Milliyet, şu anda Suudi Arabistan’da bulunan çifte ulaştı. Baba Yusuf Cüce, “Dört çocuğum var, çünkü Ali de Yakup da benim. Çok zor bir durum. Yakup’tan ayrılmak istemiyorum. Biri canımdan, kanımdan. Diğeri ise doğumundan itibaren eşimin emzirdiği, bakıp büyüttüğümüz oğlumuz” dedi. Kendi gerçek çocuğuyla da, ona bakan aileyle de henüz tanışmadıklarını anlatan Yusuf Cüce, “Çocuğumun iyi bir ailede olduğunu söylüyorlar, ama kim olduğunu bilmiyoruz. Bekliyoruz” diye konuştu.
Konsolosluk yardım etsin Suudi Arabistan’daki yasal işlemlerin çok ağır işlediğinden de yakınan çift, “Türk Konsolosluğu’nun bize yardımcı olmasını istiyoruz” dediler.
‘Yakup’u vermeyelim dedim’
Anne Funda Cüce, “Yakup sizde, Ali de şimdiki ailesinde kalsın deseler ne dersiniz?” sorumuz üzerine şu yanıtı verdi: “Çok zor bir soru. Aslında Yakup’un benim olmadığını öğrendiğimde ben de eşime aynı teklifi getirdim. ‘Yakup’u vermeyelim dedim. Ama sonradan kendi çocuğumuzu merak ettik. Öldü mü, kaldı mı? Kimin elinde. Oğlumun fotoğrafını gazete görünce sarıldım ve ağladım.” Yakup’a durumu yavaş yavaş anlattıklarını söyleyen Funda Cüce, “Senin artık iki annen, iki baban var dedik. Yakup kabul etmiyor. ‘Benim annem, babam sizsiniz. Duymak istemiyorum, başım ağrıyor’ diyor. ‘Ablamı, abimi çok özledim’ dedikçe yüreğim burkuluyor. Türkiye’ye onsuz gitmek istemiyorum. Yakup’u nasıl bırakacağım diye gözyaşı döküyorum” dedi.
Ümran Avcı Milliyet gazetsinde yorumlamış bu yazıyı.Böyle bişey sizin başınıza gelse ne düşünürdünüz acaba?Açıkcası düşünmek bile istemiyor insan değil mi? İnsan her ikisinide yanında ister bence.
Biri bir gün kapımı çalsa ve bana dese ki “Hanımefendi, hastanemizde bir yanlışlık oldu. Sizin bugüne kadar bağrınıza bastığınız, uğruna birçok şeyi göze aldığınız, varlığınızın sebebi saydığınız; emzirdiğiniz, avcunuza, saçlarınıza kusan, onun için gerektiğinde kartala dönüştüğünüz; uykusuz kaldığınız, değiştiğiniz, dönüştüğünüz yavrunuz sizin yavrunuz değil! Hastanede karıştırmışız. Size de benzemiyor zaten, sarışın bu. Şimdi çocuğunuzu alıyoruz. Size sizin hücrelerinizi taşıyan, doğurduğunuz gerçek çocuğu veriyoruz. Gerçi Türkçe bimiyor ama… Sizi hiç tanımıyor ve dört yaşını bitirdi. Maalesef durum böyle!” *** İki gündür kızıma garip garip bakıyorum.
Çocuk da anlam veremiyor buna. Sürekli gelip küçük elleriyle yanaklarımı tutuyor “iyi misin anne” diye sorup, tekrar oyununun başına dönüyor.
Onu benden aldıklarını tahayyül ediyorum. Çünkü iki gündür gazetedeki o haber aklımdan çıkmıyor. Suudi Arabistan’da bir doğum hastanesinde karıştırılan Ali ve Yakup’un hikâyesi yani… Çocuklar doğal olarak onları büyüten annelerinden ayrılmak istemiyor. Annelerin iki gözü iki çeşme. Dört yıldır baktıkları çocuklar kendi çocukları değilmiş ha!..
Kahvaltı ederken evdeki yardımcılarım Meryem ve Nergis’le bu konuyu tartışıyorum. Her ikisi de benimle aynı fikirde: Çocuk büyütenindir! *** Kızım doğduktan beş gün sonra hastaneye geri dönmek zorunda kalmıştık. Küvöze koymaları gerekiyordu ama kibrit çöpü parmacıklarıyla bana tutunuyor küvöze girmek istemiyordu. O beş günlük şey, o daha doğduğunun bile farkında olmayan minik canlı onu koruyacağına inandığı bir sıcaklığa, bir varlığa tutunuyor, ayrılmak istemiyordu. O anda büyük bir gerçekle yüzleşmiştim. Artık ben bir anneydim ve tek başına olduğumu sandığım zamanın sonuna gelmiştik. Hiç olmadığım kadar güçlü ve cesur olmalıydım… *** Bir çocuk sahibi olmak beni daha sulugöz, daha zayıf, daha muhtaç kılmadı.
Aksine, onun varlığı, hiç olmadığım kadar korkusuz ve dik duran bir savaşcıya dönüşmeme yol açtı. Duygularımı kontrol edebilmeyi, sabretmeyi, akılcı çözümler üretmeyi ve sakin olmayı; ne olursa olsun sakin olmayı öğretti.
Çocuğumun burnu gece yarısı şakır şakır kanarken hiç paniğe kapılmadan kanı durdurabilmeyi, kafası yarıldığında, merdivenden uçtuğunda sakinlikle onu iyileştirmeye çalışmayı, burnuna hortumlar sokulurken ya da iğneler yapılırken çocuğu kucaklayıp doktora yardımcı olabilmeyi, her ikimize birden yapılan büyük hainliklere ve haksızlıklara rağmen soğukkanlılığı kaybetmeden kimselerle ilgili olumsuz bir cümle kurmamayı, yetiştirmekte olduğum çocuğa hiç kimseye muhtaç olmadığımızı öğretmenin gerekliliğini, sabretmeyi, akrabalık ve aile ilişkileri konusunda sabırlı ve özenli olmayı, beş işi bir arada yapabilme becerisi edinmeyi, daima dört saat uykuyla yaşayabilmeyi ve annesi olarak kime ne kadar öfkelenirsem öfkeleneyim onun yanlış davranışlar edinmesine yol açmamak adına yutkunabilmeyi…
Bütün bunları ben kızım doğduktan sonra öğrendim. Onun için öğrendim. Onun varlığı sayesinde oldu…
Doğurduğum bebek olmasa da, sırf onu büyütüyor olsam da
böyle olacaktı… *** O yüzden bir kez daha net olarak söylüyorum ki çocuk, doğuranın değil büyütenindir. Çünkü çocuk büyürken ebeveynini de büyütür…
Bu yüzden ilişki özelleşir.
Ne Yakup’u ne de Ali’yi ayırsınlar ailelerinden…
Hayatları boyunca doğuranı değil emzireni özleyecekler çünkü… Gördükl0eri ilk bir çift gözü…
Vatan gazetesinde İCLAL AYDIN’I sürekli takip ediyorum.Ve muhakkak bu haberlede ilgili bir yazı yazar diyordum.Çünkü biliyorum ki oda bir anne ve de kesinlikle duyarlı bir anne.Ama İCLAL Hanım kabul etmek lazım ki bu seferki gerçekten zor bir durum.İnsan her ikisinden de vazgeçemez bence.İnşallah hiç kimse bir daha böyle bir durumla karşılaşmaz.
Bir vizyon sahibi olmak. Bill Gates, küçük yaşlardan beri bilgisayarın önemini ve insan hayatında kaplayacağı yeri çok iyi kavramış bir insan. Yakın arkadaşı ve Microsoft´un kurucu ortağı Paul Allen ile sık sık bilgisayarın gelişimi hakkında tartışmışlar, çeşitli düşünceler geliştirmişler. Bu tartışmaların sonucunda, ilerde herkesin evinde ve işinde kendisine ait bir bilgisayar sahibi olacağını öngörmüşler. Kurdukları şirkette amaçları, bu öngörüye uygun olarak insanların iş yapmalarını, kendilerini geliştirmelerini kolaylaştıracak ürünler geliştirmek.
Çok çalışmak: Bill Gates çok zeki bir insan. Ama zekiliğin tek başına yeterli olmayacağını, çok çalışılması gerektiğini düşünüyor ve çok çalışıyor. Evlenmeden önce birlikte olduğu bir kız arkadaşından ayrılma nedeni iş dışında geçirdiği toplam zamanın yalnızca 7 saat olması (uyku dahil). Yanından çalışan insanlardan da aynısını bekliyor.
Akıllı elemanlarla çalışmak. Yazılım, teknoloji bakımından en uç sektörlerden birisi. Böyle bir sektörde sıradan insanlarla çalışılamayacağını, akıllı insanlarla çalışılması gerektiğini düşünüyor ve şirketine hep en akıllı insanları almaya çalışıyor. Akıllı eleman kimdir, neresinden akıllı olduğu anlaşılır şeklindeki sorulara şöyle yanıt veriyor: Akıllı insan, her şeyin tek tek söylenmesinin gerekmediği bir kişidir. Akıllı eleman, arar bulur, geliştirir, yeni şeyler düşünür, düşündüklerini uygulamaya geçirebilir. Microsoft, çalıştıracağı akıllı elemanları bulmak için çok araştırma yapıyor. Sırf adam almak için birisini almıyorlar.
Kafalarındaki adamı bulana kadar bir pozisyonu uzun zaman boş tuttukları çok oluyor. Elemanlara hisse vermek. Bill Gates, kendisi de dahil olmak üzere çalışanlarına yüksek, astronomik ücretler vermiyor. Microsoft´un hiçbir çalışanı dünyanın en yüksek ücretli çalışanları listesine giremiyor. Bunun yerine akıllı elemanları çekebilmek için onlara hisse veriyor. Örneğin, Bill Gates, Microsoft´un şimdiki başkanı olan Steve Ballmer´ı çalışmaya razı edebilmek için yüklüce hisse vermişti. Ballmer bu hisseler sayesinde şimdi büyük bir servete sahip (10 milyar dolardan fazla). Microsoft´un içinde yaklaşık on kişi dolar milyarderi. Microsoft çalışanlarının üçte biri ise dolar milyoneri (toplam 37 bin çalışanı var). Bill Gates arkadaşı Paul Allen ile şirketini kurarken hisse oranı yüzde 66 idi. Şu anda ise hisse oranı yüzde 11.5. Yani, Bill Gates dağıta dağıta daha zengin olmanın yolunu bulmuş.
Çalışanlara hisse vermek Amerikada yaygın bir uygulama ama hiçbir şirkette bu ölçüde hisse dağıtımına rastlanmıyor.
Elemanlara değer vermek. Microsoft en akıllı kişilerle çalışmak istiyor ve onları kaybetmek istemiyor.
Bill Gates bir yazısında ayrılan her elemanın arkasından “Niçin ayrıldı, niçin onu tatmin edemedik.” nerede hata yaptık sorularını sorduğunu söylüyordu. Elemanlar Micrososft´un en değerli varlıkları. Çalışanlar da bunun bilincindeler. Çalışmalarının her anında bunu hissediyorlar. Bunun sonucunda da Microsoft’ta eleman sirkülasyonu ABD ortalamasına gore iki kat düşük.
Piyasanın gelişimini takip etmek. Hızla gelişen bir sektörde geride kalmak yok olmak anlamına geliyor. Bill Gates hiçbir alanda piyasanın gerisinde kalmak istemiyor. Geride kaldığı durumlarda da hatasını çabucak anlayıp gerekli önlemleri alıyor. Örneğin, 1984 yılında Apple firması Macintosh´u çıkardı. Grafik tabanlı olan bu sistem Microsoft´un işletim sistemlerinden çok üstündü. Microsoft´un yanıtı bir yıl sonra geldi. Windows adındaki bu yeni işletim sistemi başarısız oldu ama Gates yılmadı, 1990 yılında çıkardığı 3.0 çok büyük bir başarı kazandı. Bir başka örnek, Internet konusunda yaşandı. Bill Gates, internetin gelişimini yeterince takip edemedi, internete uygun ürünler geliştiremedi, geri kaldı ve bunun sonucunda, tarihinde ilk kez Microsoft hisse senetleri Her zaman kazandıran hisseler listesinden atıldı. Ama Gates hatasının farkına vararak şirketini bir yıl içinde, interneti en çok sindiren, ürünlerini en fazla miktarda intenete uyduran şirket haline getirdi.
Gelişimini takip etmekle kalmayıp, piyasayı şekillendirmek. Bill Gates’in ve Microsoft’un sloganı “We set the standards - standartları biz koyarız”. Microsoft´un tarihi bu slogana uyan çeşitli örneklerle dolu. Örneğin, kişisel bilgisayarlarda kullanılan programlama dili konusunda Microsoft´un ürünü Basic bir standarttı. DOS işletim sistemi ve daha sonraları ürettiği Windows işletim sistemi piyasadaki en yaygın ürünler oldu. Bütünleşik ürünler için ortamın daha olgunlaşmadığını düşündüğünde birbirinden ayrı çalışan ürünler üretti ve rakiplerinin bütünleşik ürünlerini bunlarla alt etti. Sonra koşullar olgunlaşınca bu sefer Office benzeri bütünleşik ürünler üretip rakiplerinin tek tek çalışan, bir arada çalışamayan ürünlerini bir daha alt etti.
Odaklanmak. Microsoft, yazılım alanında çalışan bir şirket. Cirosunun yüzde doksandan fazlası yazılımdan geliyor. Yazılımın yanı sıra mouse, oyun kumanda cihazı, ses kartı gibi donanımlar da üretiyor ama bunlar ağırlıkla Microsoft´un yazılım teknolojilerini desteklemek için üretiliyor. Bill Gates, başka şirketlerin yaptığı gibi faaliyet alanlarını dağıtmıyor, en iyi olduğu alanda odaklanıyor.
Alçakgönüllü bir yaşam sürmek. Rakiplerinin hemen hepsinin özel uçağı, özel yatı vs. olmasına karşın Bill Gates oldukça sade bir hayat sürüyor. Cimri denilebilecek kadar eli sıkı. Buna ilişkin çok anekdot anlatılır: Örneğin, gittiği otelin park yeri parasını pahalı bulunca uzun bir sure parasız bir park yeri araştırmış. Kiraladığı arabayı kullanmadığı süreler için başkalarına bir daha kiralayarak değerlendirmeye çalışmış. Uzun bir süre uçakların hep ekonomik sınıfında yolculuk yapmış. Bill Gates´in hayatındaki en pahalı şey yaklaşık 60 milyon dolarlık evi. Bu eve bu kadar para harcamasının nedeni, lüks bir evde yaşama isteğinden daha çok, geleceğin evi nasıl olmalı cinsinden bir tartışma yaratmak, kavramlar geliştirmek, Microsoft´un ürünlerini test etmek. Buna karşın rakibi Oracle´ın başkanı Larry Ellison´ın bir yatı, uçağı ve hatta bir adet de Amerika´da uçuramadığı savaş uçağı var.
“Bir başka örnek, Micrososft´u birlikte kurduğu arkadaşı Paul Allen. Paul Allen´ın uçağı, yatı, jet sosyeteden sevgilileri var ve pahalı partileriyle tanıyor. Geçen yıl verdiği bir parti için tam 100 milyon dolar harcamıştı. Bill Gates´e niçin uçağı, yatı vb. lükslerinin olmadığı sorulduğunda şöyle yanıt veriyor: Öyle yaşarsam öyle düşünmeye başlarım ve şimdikinden çok farklı bir kişiliğe sahip olurum. Yeterince çalışamam, yeterince üretemem.”
“Bir Şeyin imkansız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkansızolduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar” Dr. David J. Schwartz
Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler. Birkaçını toplayıp 30 cm. yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. Metal zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmayaçalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin de sıcakolduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar. Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler. Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret edemezler. Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı ‘hayat dersi’ne sadık halde yaşarlar.
Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar. Çünkü engel artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel (burada 30cm’den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir. Bu deney canlıların neyi başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini göstermektedir. Bu pirelerin yaşadıklarına ‘cam tavan sendromu’ denir.
Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır. Cam tavanınız hayallerinizin tavan yüksekliğini gösterir.
İnsan inandığına denktir. Yapabileceğini düşündüğü kadardır.
Leave a reply Name (required)
Mail (will not be published) (required)
Website
Learn moreTrack this conversationShareTagsSending to coComment server ... cancel and submit to blogXLearn more
Olmaz civanım imkansız vazgeçmek olmaz Ben sana varmazsam eğer gözüm açık giderim Oynar gider yarım aklımda bende durmaz Ben seni almazsam eğer mahvolurum biterim
Sen yeter ki sev kulun olayım Bir dile bin yıl kölen olayım Boynuna koynuna dolanayım Mahşere kadar
Vallahi dünyayı yıkarım başına Kimselere yar etmem seni bakmam göz yaşına Mecbursun mecbursun hiç çaren yok İnadı bırak gel şükredeceksin sonra şansına
Sen yeter ki sev kulun olayım Bir dile bin yıl kölen olayım Boynuna koynuna dolanayım Mahşere kadar
Yandım amanın yandım ben bir esmerin narına Getirin basayım tuz üstüne tuz kapanmayan yarama Ya sen gel ya da ben geleyim ferman buyur Ahdım var baş koyacağım yastığına yorganına
Sen yeter ki sev kulun olayım Bir dile bin yıl kölen olayım Boynuna koynuna dolanayım Mahşere kadar
yalan yalan yalann yalannnn yalannn..... gözümdeki ates kalbimi yakınca sandımkı askımız ömür boyunca meger bu bır oyunmus kolay oynanan benı sewdıgın varya o bıle yalan
yalan yalan yalan yalann yalannnn...... ayrılık yok artık boyle demıstın bılesn senı nasıl nasıl sewmıstım oysa gercek farklıymıs uyandııgım an anladımkı sewgi koca bır yalan yalan yalan yalan yalan yalannnn.... soz vermıstın bana senınım dıye baska bır ask bulmussun yıne kendıne soyle mutlumu sımdı kalbını calan yoksa bu yenı sewgın odamı yalan yalan yaln yalan yalann yalannn...
ZAREMA ilk albümünde Türkiye'nin en önemli müzisyen ve aranjörlerinden Ozan Çolakoğlu, Hacı Mustafa Ceceli, Özgür Buldum, Gürcell Çelik ve yurt dışında bir çok ünlü sanatçının albümünde görev alan Mikail Nekrasov gibi isimlerle çalıştı. Albümdeki tüm söz ve müzikler ZAREMA'nın kendisine ait...
2005 yılından itibaren müzik dünyasının önemli isimlerinden İtalya (Carlo Gargione), Amerika (Robert Smith), Almanya (Sebastian Wolter), Ukrayna (Lemma Records, B&W Music) çalışma teklifi alan Zarema, aynı yıl kendi bestelediği "Savaş" ve "Hop söyle" şarkıları ile ilk solo albümünün temellerini attı.
Zarema'nın kendi adını taşıyan albümünün ilk video klibi "Atak" şarkısına başarılı yönetmen Alan Badoev tarafından Kiev'de çekildi. Albümün fotoğraf çekimleri ise Sergei Uşkov tarafından gerçekleştirildi. Zarema'nın giydiği tüm kıyafetler stylist Olga Navrotska tarafından hazırlandı.
atak
Bir atak bir tutku bir hayal Ve sonsuza kadar hareketler Sopsoğuk nabızlar çok hızlı Hassas çok etkili bakan gözler
Aoooow oooow Ben coştum büyülendim Aaooww ooo Hiç kontrol edemedim
Ben hep senin olucam Çok çok yanıcam Gözlerine bakıcam Aşkımdan utanıcam
Yar beni yak Dudaklarından bana hayat ver Sıcak soluğundan Yar beni yak
Sakin ol Bu aşkı heyecan, Sınırsız sonu yok bunu hisset Duyguya senkrone olucam Aşkınla coşucam sabret
Aoooow oooow Ben coştum büyülendim Aaooww ooow Hiç kontrol edemedim
Ben hep senin olucam Çok çok yanıcam Gözlerine bakıcam Aşkımdan utanıcam
Yar beni yak Dudaklarından bana hayat ver Sıcak soluğundan Yar beni yak
Ateş olsan, kalbime vursan, Gururla kalbimi açıp çıkartıcam Eğer ki aldatıyorsan, Seninle Taksim’e çıkıp bağırıcam. x2 Yaşandı derler; suç ve cezası Kim yakalanmış ki iş kazası Sen habire poz verme, önce söz ver Çocukluk hatırası Allah Allah ayırmasın sevenleri Kimse karışmasın daha küçüğüm ben Kalbim cayır cayır ocak gibi, kaldım ellerine Büyüt istersen Allah ayırmasın sevenleri Kimse karışmasın daha küçüğüm ben Kalbim cayır cayır ocak gibi, kaldim elerine Büyüt istersen, büyüt istersen , büyüt istersen Büyüt istersen, büyüt istersen, büyüt istersen
Biraz biraz deli biraz biraz zilli Biraz biraz ince beli Çok hoşuma gidiyor hep hoşuma gidiyor Çıtır çıtır yemeli Tuttu elimi kırdı belimi Bandırıp bandırıp yemeli Çok hoşuma gidiyor hep koşuma gidiyor O yumuşak ince beli Hadi sende buradasın kaç kaça bilirsen Diskolar çok kalabalık saklan saklana bilirsen Çılgınlığın deliliğin dillere destan Erkeklerde kudurmuş kızlara fistan Atmosferde konusuyor hadi kızlar buraya İtişmeden kakışmadan eller havaya Beraberce sallanıyoruz ellerimizi tutuyoruz Kimseyide kırmıyoruz hep beraber gidiyoruz Bir İki Üç Dört Sımsıkı sıkı sıkı sıkı sıkı sarıl bana Sımsıkı sıkı sıkı sıkı sıkı sarıl bana Sımsıkı sıkı sıkı sıkı sıkı sarıl bana Hadi ne duruyorsun sarılsana sen bana
pinhani hele bi gel şarkı sözü İçinden geleni söyle,kalırsa yazık olur. Hayata küsüverirsin,hüzünler seni bulur. Bişeyler yapabilirsem güzel gözlerin için, Başından geçeni anlat,masaldır benim için.
Hele bir gel,uzaklar sana gelir, Sen hele bir gel,bütün dertler bitiverir. Hepseni bulur,uzun zor sıkıcı günler, Yazık olur,hadi gel kurtar bizi
BENİ AL KUCAĞINA SÖZLERİ Bugünüm yarın olsa yada hep yeni baştan, Yaşamak ne güzel olur,hiç başlamamışsan. Geriye ne kalırdı yaşananları atsak, Seni bir daha yaşamak isterim aslında.
Beni al kucağına,elini belime sar. Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar. Beni al kucağına,elini belime sar. Beni almadığın an ölürüm beni al.
Biraz önce uyurken seni koynuma aldım. Dudağından öperken uykudan uyandım. Sana böyle uzakken seni bir daha sevdim. Yanına gelebilsem bir daha dönmezdim.
Beni al kucağına,elini belime sar. Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar. Beni al kucağına,elini belime sar. Beni almadığın an ölürüm beni al.
Beni al kucağına,üşürüm sabaha kadar. Beni al kucağına,üşürüm sabaha
görmezdim önümü görmezdim, okudum yıllarca hep okudum okumaktan boynumu büktüm yoruldum bilmezdim adımı bilmezdim aradım her şehirde aradım koştum dere tepe aştım dolaştım
kimin oğruna, ne uğruna
herkes köşesini kapmış iyi ama ben nasıl büyük adam olucam birtek seni bana çok gördü dünya iyiler bu savaşı kaybetmiş peki ben nası büyük adam olucam kötü olmak seni geri getirir mi acaba
sevmezdim okulu sevmezdim,okudum yıllarca hep okudum okumaktan boynumu büktüm yoruldum bilmezdim oyunu bilmezdim denedim her şekildedenedim denemekle olmadı zaten yenildim
kimin uğruna,ne uğruna
herkes köşesini kapmış iyi ama ben nasıl büyük adam olucam birtek seni bana çok gördü dünya iyiler bu savaşı kaybetmiş peki ben nası büyük adam olucam kötü olmak seni geri getirir mi acaba
Türk lokumundan yermisin bu rapstarın derbisi ve de hiç kan akıtmaz, mermisi Beni görebilecekmisin abisi herkes piyasada bir ben eksik bir popstardanda neyim eksik Sizi bilmem bence fazlam akıldır hadi kalkta bak lan nerede kaldı bak nam şöhret ve şan Dersi olmaz sıra herkese gelecek gibi önce mikrofonu tutmayı öğrenmeli bunu bilmeli Herkes birşey zannetmeli seni beni deli gibi görebilir ama yenemezsin Bana geri dönebilir ama gidemezsin ben pabuç bırakmam eğer ben bir rapstarsam Limuzin bol para süpermodeller hem popüler hem sansasyonel hm boş ver abi kalsın İyiki bir popstar olmadın birdenbire kendini bozacaktın İçki sınırsız etmiş arsız bunu ben bilemem Sen bulacaksın her biri birbiri ardına hırgür vırvır hergün dayanamadım Eskiden erkekmiş tanıyamadım siz bize getirin biz karalayalım Dikkat et bu rapin faslı mikrop kapma dilim paslı Patlak clublar beni kastı bu çatlak seslere suikastti bu... Benim üstüme gelmeyin artık yeni bilim olacak hiphop Bunu görmezden geleceksen eksenin etrafında dön sen dengen bozulur sersem Yere serilecek her flowunuz aynen yengen televizyon dizi karakterlerimi adam edecek bizleri
Roketle atmadılar beni doğuştan bir yıldızdım basamakları tek tek çıktım Umrumda değilki star olmak basın bak bu yeni basım yeni bir nazım becerebilen Çok yok çok detone ve çok fazla cover var sorsan işi bilen onlar anırmakla rap yada rock olmaz Yapılan hatalara hep bir ört pas en korktuğumdu benim O üç faz ve tek pasla yenebilen bir cambazdım her yalana bak bu gönül inanmaz... Nakarat Hala meclisim ala ben bulamıyorum hiç mana ala olan bu raptir bu duyduğun rapte tekdir Anlamadıysan yuh sana bu sesle bence git ve top sektir Mecazi anlamlar kötektir nam ı diğer ben ceza.
Allahım yardım et, yardım et ölüyorum Bu benimki yol değil, kendimi biliyorum Mışıl mışıl uyuyor, duygu nedir bilmiyor Bense böyle her gece, kendimi yiyiyorum
Aşka Yürek Gerek Anlasana Her Defa Yanıyorum Ama ...
Kaç kere kırık hayallerin peşine düştüm ben Kaç kere bile bile yenik savaşa girdim ben Korkma çok sürmez aşk bu öldürmez Kimseler duymaz ama istersen çare olmaz Aşka yürek gerek anlasana Her defa yanıyorum ama gitmeliyim Yaranı sarıp acını dindiremem bak bana Ben acının ta kendisiyim
Kaç kere yasak oyunları oynadım durdum Ne kimseye bi soru sordum Ne de bi cevap buldum Korkma çok sürmez aşk bu öldürmez Kimseler duymaz yinede ağla istersen çare olmaz Aşka yürek gerek anlasana Her defa yanıyorum ama gitmeliyim Yaranı sarıp acını dindiremem bak bana Ben acının ta kendisiyim
Gönül ister aradığını hep mi bekler hep mi bulamaz Gönül ister tanıdığını hiç mi bilmez hiç mi soramaz Beni alsa nafile nafile yerine birşey koyamaz Yalvarsam da kal diye kal diye o yerinde hiç duramaz Onun arabası var güzel mi güzel Şoförü de var özel mi özel Bastı mı gaza gider mi gider Maalesef ruhu yok onun için hiç mi şansı yok
Sende birsürü değişiklik var Bakalım nereye kadar Korkma herşeyin bir çaresi var Görüşmeyiz ölene kadar ***** ****** Terkedilmek çok zormuş Vazgeçilmek çok zormuş İnsan aşktan resmen soğuyormuş ***** ***** İndir aşkımı daha daha indir İndir terkedilmek bedava
TövbeliyimAnladım ki sen yalansın Yalanlarla kalp çalansın Arkamı dönüp seni aramışım Bir bakmışımki yalanmışsın Ben içimde hep seni Sen ise hep ayrılığı taşımışsın Senden son bir ricam var Şu hesabı keste üstü kalsın
Tövbee Aşk mı ? Tövbee Aşk mı ? Tövbe Ahhhhhhhhhhhhhhh
Aşktan canım yandı bir kere Aşktan ne kaldı elim de Sil baştan yaşamak mı diyorsun Asla tövbeliyim
Anladımki Sen yalansın Yalanlarla kalp çalansın Fazla söze gerek yok Şu hesabı keste üstü kalsın
Can bildiğim canım olsan En çocuksu yanım olsan Hasretinle her gün yansam Ben Aşkına Tövbeliyim
El dilinde sultan olsan Kaç yazarki seviyorsan Bende beni biliyorsam Ben Aşkına Tövbeliyim
şimdi dönmek istesende çok geç bunun için göz göre göre kilit vurdum kalbime bir hikayenin sonu aynı başlar sonra biter demiştim sana bak esirim oldu kalbin
keşke gelip uyandırsan bu kabustan
ne senle ne sensiz acı verir sessizlik bunu anlatmak çok zor ne gitsen ne kalsan olmaz hayat sen yoksan bunu haykırmak çok zor
demiştim ki gel kaçalım bu şehirden aşkın gözü kördür derlerdi eskiden sana son çağrım buydu duymak istemedin yeminler yalan ezberledim hepsini
keşke gelip uyandırsan bu kabustan
ne senle ne sensiz acı verir sessizlik bunu anlatmak çok zor ne gitsen ne kalsan olmaz hayat sen yoksan bunu haykırmak çok zor
bu kadar bu kadar kolay mı söyle beni sakın sensiz bırakma bunu yapma yapamam yapamam artık seninle beni daha fazla ağlatma..
Yar,senin hediyen Bir gönül ağrısı Ah, ölüm olmalı Yok, aşk değil adı Aşk bizi terk etti Ah, ne gelir elden? Dertli bağrımda camdan bir kalp var. Artık dönsen de Geçmez ki bu kırıklar
Sen gittin, Yastığımda kokun misafir kaldı. Gözlerimden haylaz yağmurlar yağdı. Ayrılık mı, sen mi, yoksa sevda mı, Hangisi sebebim olur?
Çok sıkıldım çok bunaldım Yeter eve tıkılıp kaldım Oku oku kitap kalmadı Biraz gezmek lazım Hadi kalk çıkıp atıştıralım Bakalım geceye can yakalım
Hadi sür savaş boyalarını bu gece bu şehri dağıtalım Kız kıza gezelim bu gece Çıtırlara bakalım laf atalım Kız kıza gezelim bu gece OLmuşları seçelim can yakalım
Damarimda kanim can damarimsin Canimsin sen canim kalp atisimsin Kopartsalar benden ölüm nedirki Dayanamam ben birakmam seni Dayanamam ben birakmam seni
Mutlulugu cok gördüler cekemiyorlar Sucumuz nedir allahim istemiyorlar Mutlulugu cok gördüler cekemiyorlar Korkuyorum canim benim beni sana vermiyorlar ooff
Seni bana vermezlerse Asla vermem seni ellere Askimizin gücü budur Ölmek vardir dönmek yoktur
Gözlerimden akip aglama yarim Ne olursa olsun can veririm Alamazlar benden isyan ederim Dayanamam ben birakmam seni Dayanamam ben birakmam seni
Mutlulugu cok gördüler cekemiyorlar Sucumuz nedir allahim istemiyorlar Mutlulugu cok gördüler cekemiyorlar Korkuyorum canim benim beni sana vermiyorlar ooff
Seni bana vermezlerse Asla vermem seni ellere Askimizin gücü budur Ölmek vardir dönmek yoktur
BÜYÜKANNANNE…Kızlar böyle isim koymuşlardı eşimin annanesine.Onu bundan tam 13 yıl önce tanımıştım.Yeni evlendiğimde yani.İlk ziyarete gittiğim gün onu ilk gördüğümde sevmiştim.Sevmiştim sevmesine ama çok yaşamaz demiştim içimden.Rahatsızdı çünkü yorgan döşek yatıyordu.Onun o çaresizce bakışları takılmıştı aklıma.Bir başına bir odada kalışı…Hemde sadece dört haneli bir köyde daha doğrusu dağın başında kalışı içime batmıştı.Dört haneden ikisi oğlullarıydı.Diğeride köye yerleşen yörüklerdi. Çoğa varmaz ölür demiştim.Ama yaşayacağı öyle acılar varmışki…Önce oğlunun birini kaybetti kırklı yaşlarında.Dağa hayvan otlatmaya çıkmıştı oğlu ama ölüm haberi geldi birkaç saat sonra.Bu haberle yıkılıyo büyükannanne…Sonra yine aynı yerde oturduğu diğer oğlu var sırada. Bir yıl ya geçiyor ya geçmiyor oraya yakın anayol var ankara izmir karayolu ordan geçerken araba çarpıyor ve ölüyor.Durun daha bitmedi büyükannanenin çilesi…Daha oğlunun matemini tutamadan gelini vefat ediyo bu seferde.Aman Allahım bu ne ızdırap diyor insan kendi kendine.Evlat acısıyla imtihan etme hiç birimizi yarabbim… Malesef acı ve kederler bununlada bitmiyor.İkinci ölen oğlunun oğlu var sırada.Daha yirmili yaşlarda yeni evli ve eşide hamile o dönemde onuda trafik kazasında kaybediyor…İşte birde torun acısı ekleniyor acılara…AHH…KEŞKE KEŞKE bitseydi büyük annannenin acısı bitseydi burda ama bitmiyo işte sanki kabus gibi ama aynen böyle gerçekleşiyo olaylar.En son olarakta kızının kızı var sırada yani başka torunu hemde sadece torunuda değil torununun iki kızı ve eşide yine bir trafik kazası kurbanı.İnsan diyorki YARABBİ bu kadarda olabilirmi? Bir insanın yüreği bu kadarınada dayanabilirmi dedirtecek cinsten… Ne çok acı çektin sen büyükananne…Bir insanın kaldırabileceğinden çok çok fazlaydı imtihanın. Ve bütün acıların sona erdi bugün.Tüm acıları bırakıp doksandört yaşında hakkın rahmetine kavuşuyorsun bugün…Ve bir kadir gecesine rastlıyor toprağa verilişin…Elbette rastlantı değil elbet imtihanlara sabrın mükafatı belkide… TOPRAĞIN BOL OLSUN,MEKANIN CENNET OLSUN… Bir deri bir kemik kalmış ellerini bu bayram öpemeyeceğiz belki ama seni hiç unutmayacağız büyükannanne… Senle ilgili son bişey daha söylemek istiyorum.Hiç kimseye yük olmak istemeyişin var hep aklımda ve olmadında.Vede hele kefenine iliştirdiğin o para da bunun son kanıtı olsa gerek.Hem cenaze masrafların için hemde arkandan yapılacak hayırlara yetecek kadar İLK GECEN BUGÜN.İLK GECENDE MELEKLER YOLDAŞIN OLSUN..MEKANINDA CENNET OLSUN…
Caddelerde rüzgar aklımda aşk var Gece yarısında eski yağmurlar Şarkı söylüyorlar sessiz usulca Özlediğim şimdi çok uzaklarda
Deli dolu günler hayat güzeldi Kahkahalarıyla günler geçerdi Ellerim uzanmaz dokunamam ki Özlediğim şimdi çok uzaklarda
O da özlüyormuş benim bir tanem Çok üşüyormuş ben olmayınca Öyle yazıyor son mektubunda
O da özlüyormuş benim bir tanem Hep ağlıyormuş ben olmayınca Öyle yazıyor son mektubunda
Her dinlediğim de beni alıp başka yerlere götürür bu şarkı.Ta çıktığı ilk günden beri…Ne zaman canım sıkılsa,ne zaman üzülsem, ne zaman sevdiklerime özlem duysam bu şarkı gelir aklıma. Hele eskiden köyde otururken akşam üzerleri çıkardım evin önündeki merdivene. Karşımda harika bir dağ manzarası.Yeşilin her tonuyla dolu.Oraya otutur bu şarkıyı mırıldanırdım.Ve söylerken de beni alıp başka yerlere götürürdü. İçimde kalan özlemlerdi. Sevdiklerimin de benim onları özlediğim gibi özleyip özlemediklerini düşünmekti belkide.Hayata dair özlem duyduğum her şeyin karanlık gecede sessiz yağan yağmurlar gibi sessiz kalışıydı belkide. Anlatamadığımız her şeyi şarkılarda, şiirlerde belkide dizilerde bulmadık mı hepimiz bir parça. Şimdi hala o kadar söylüyor musun derseniz yok o kadar değil.Ama ne zaman duysam bir yerlerde çalarken bu şarkıyı yine severek dinliyorum.Çünkü o benim en vefalı dostlarımdan biri.Biliyorum ki ben onu bırakmadığım sürece o beni bırakmayacak…
Bu şarkının müziği kime ait tam olarak bilmiyorum ama bu güzel müziğe bu güzel sözleri yazdığı için KAYAHAN’a vede güzel yorumları için NİLİFER’e gönülden teşekkür ediyorum
Offf offf Benim bu son mesajımı okuduğunda Belkide içine yaşlar dolacak Dünyan dönecek, çünkü okuduğunda Ben hayatta olmayacamki
Sana veda etmeden önce O eski resimlerdeki yalan mutlulukları izledim Lanet ettim ağladım İçmeden sarhoş oldum ben Başım döndü hep seni düşündüm Aradım seninle olduğum o güzel günleri Hani sarılırdık şarkılar okurduk Ama duygularımı anlatacak gücüm yok artık O yüzden bu şarkının sözleri yok bu şarkının sözleri yok Bu şarkının ne yazık ki sözleri yok Bu şarkının ne yazık ki bestesi yok Ben ölmüşüm seni saracak canım yok Seni çok seviyordum O sevenin artık yok
Bu şarkının ne yazık ki sözleri yok Bu şarkının ne yazık ki bestesi yok Sensiz ben inan yaşayamadım Seni çok seviyordum O sevenin artık yok Off off off off ooooffff Sevenler duygularını şarkılarla anlatırmış Çekilmeyen acılarını dostlarla paylaşırmış Beni öyle öyle vurdun anlatacak gücüm yok İşte bu bu yüzden bu şarkının
Bu şarkının ne yazık ki sözleri yok Bu şarkının ne yazık ki bestesi yok Ben ölmüşüm seni saracak canım yok Seni çok seviyordum O sevenin artık yok
Ayriligin adini Kalbimi yazdim Neden iciyorsun diye sorma Sen hic Asik olmadin mi kanka Neden agliyorsun diye sorma sorma bosver gitsin be..[2x] Agliyorsun yine iciyorsun yine Ne oldu ne oldu ne oldu söyleAyriligin adini Kalbimi yazdim Neden iciyorsun diye sorma Sen hic Asik olmadin mi kanka Neden agliyorsun diye sorma sorma bosver gitsin be..[2x] Agliyorsun yine iciyorsun yine Ne oldu ne oldu ne oldu söyle [2x] Oldun mu Oldun mu Sen hic asik oldun mu Bir zalim ugruna saclarini yoldun mu [2x] Ne zaman dinecek Gözlerimin bu yasi Yüregimin her yeri oldu yine bin aci Daliyorsun yine agliyorsun yine Üzülme üzülme bos ver üzülme Agliyorsun yine iciyorsun yine Üzülme üzülme bos ver üzülme [2x] Oldun mu Oldun mu Sen hic asik oldun mu Bir zalim ugruna saclarini yoldun mu Siir: Onu unutmak icin baska birini sevmedim Onu unutmak icin baskasini görmedim Ben onu unutmak icin bana yaptiklarini günlerce sayikladim Yine ama yinede unutamadim Ve suan yemin ediyorum ben bu askimi ondan baskasina yar etmem nerden sevdim yarabbim beter olsun böyle aski, beter olsun bu sevgisi bir daha dönmesin kendisi hep sorardin neden iste bu iste buyüzden aglarim kanka [2x] Oldun mu Oldun mu Sen hic asik oldun mu Bir zalim ugruna saclarini yoldun mu
Ben bitmez sanıyordum ama ne yazık ki bitebiliyomuş. İnsanın yüreği burkuluyor ama yine de….
Bazen düşünüyorum. Düşün düşün işin içinden çıkamıyorum. Düşündüm ve kararımı verdim gidip onunla konuşacaktım. Soracaktım “neden?” “Bu kadar da mı sevmedin beni?” Bu soruyu soracaktım ve en sonunda onu dinler gibi yapıp son sözü ben söyleyip yanından ayrılacaktım. Evet, bunu gerçekten yapacağımı düşünürken birden telefonum çaldı, o arıyordu. Açmak istemedim. Ama uzun süre susmadan çaldı. En sonunda açtım. “Ne istiyorsun benden?” dedim. Telefonla arayan babasıydı ve bana dedi ki “Kızım biz hastenedeyiz.” Şok oldum. Elim ayağım titriyordu. Kısık bir sesle sordum: “Haydar amca ne oldu?” Haydar amca da şok olmuş bir şekilde konuşuyordu. “Elvan’ı araba çarpmış, biz duyunca hemen geldik. Doktorlar yoğun bakıma almışlar. Durumu kritikmiş. İçerden şu ana kadar haber alamadık.” dedi.
Hasteneyi öğrenince oraya gittim. Annesi ve babası gerçekten çok kötü olmuşlardı. Sonra doktor çıktı. “Hastanın yakınlarından birini alabilir miyim” dedi. Ben hemen gittim. Doktor pek iç açıcı şeyler söylemiyor, artık ondan umudu kesip sadece şans dilememizi söylüyodu. Doktor konuşurken bağrıma tek tek damlayan göz yaşlarıma hakim olamıyor, bağırıp çığırmak istiyordum. Doktordan ayrılınca Haydar amca “Ne dedi? Ne dedi?” diye soruyordu. Dudaklarım titriyordu. Bir şeyler söylemek istiyordum ama boğazıma takılan o buruk, o kuru hüzün yüzünden konuşamıyordum. Annesi zaten bayılmıştı. Haydar amca çökmüş, hastanenin köşesine büzülmüştü. Durakladım. Arkamdan ayak sesleri geliyordu. Döndüm baktım. Ve döner dönmez o çirkin yüzlü, içinde bana karşı kin besleyen, adımlarını çok yavaş atan ve beni arkadaşımdan ayıran o kişi duruyordu. Evet arkadaşımla aramı bozan kişi karşımda duruyor, bense ne yapacağımı bilemiyordum. Dişlerimi sıkarak “Git burdan!” dedim. Tekrar yoğun bakım kapısının önüne gelince doktorun şu sözlerini duydum “Başınız sağ olsun hanım efendi”…
salla..salaa ..salla(3) salla salla salla salla çalkala yansın benden sonra dünya ister yansın,ister dursun benden sonra tufan kimin umurunda.. salla salla salla salla..(2) ister yansın,ister dursun bende sonra tufan kimin umurunda.. anlat hadi en baştan Korkmadan beni yormadan Ne vardı aklında Kaçıp gittin bir anda yanlış olan neydi senle ben iyiydik ters giden ne varsa konuşalım aramızda salla salla salla salla çalkala yansın benden sonra dünya ister yansın,ister dursun benden sonra tufan kimin umurunda..(2) yep..yep..yep..yep..yep..yep..yep(3) sallaa...salla.. yep..yep..yep..yep..yep..yep..yep(3) Dinle hadi en baştan, Kızmadan,bana küsmeden, Ne kaldı dünyada, Aşktan başka.. Yanlış olan neydi, Sen ve ben iyiydik, başlayalım en baştan, unutma hayat kısa.. salla salla salla salla çalkala yansın benden sonra dünya ister yansın,ister dursun benden sonra tufan kimin umurunda..(2) Yok mu içinde biraz pişmanlık Gurur mu,öfke mi,aşk mı? Kim bu susan yabancı... salla salla salla salla çalkala yansın benden sonra dünya ister yansın,ister dursun benden sonra tufan kimin umurunda.. salla salla salaa(3) ister yansın ister dursun, benden sonra tufan kimin umurunda.. salla salla salla salla çalkala yansın benden sonra dünya ister yansın,ister dursun benden sonra tufan kimin umurunda..(2)
Bu kaçıncı kapıma gelişin affet diye Her seferinde bu son dediğin sonunu bile bile İnandım sana adam sandım hata bende Yeter artık bu kadarı fazla sana güle güle
Masal anlatma yeter o saf aşık yok artık Yeter anlatma inanmam yalanlarına
Dandini dandini dasdana Danalarmı girdi yine bostana Daha ne kadar avutabilirsin beni Bu abuk subuk masallarla
Bu kaçıncı kapıma gelişin affet diye Her seferinde bu son dediğin sonunu bile bile İnandım sana adam sandım hata bende Yeter artık bu kadarı fazla sana güle güle
Masal anlatma yeter o saf aşık yok artık Yeter anlatma inanmam yalanlarına
Dandini dandini dasdana Danalarmı girdi yine bostana Daha ne kadar avutabilirsin beni Bu abuk subuk masallarla Video Klip
Üstüme iyilik sağlık a Dostlar, Ceza Rap yapar çok kötü toslar Boxlarınıza Bakıma alın a foslar Dostlarınıza yakın olun a be kozlar elinize geçti neredesin a Popstar? Lossva salonu ayakkabı boya kostar, Az konuşana kurdele takacaklar, Kara tahtaya da Ceza Yazacaklar.
yükselen ben değilim bak asansör, şayet beni uçarken gördüysen senin gözün kör, peşimde onlarca yalaka sahte post var, eninde sonunda yalnız bırakan o dostlar, bir bakayım derken şöyle, ben içine girdim öyle, bu ortam işte böyle, bu nasıl iş söyle, ipi kopmuş alemin, çivisi çıkmış dillerin, inadım inat giderim tersine dilim fenerim, yol uzun ve pek dikenli çok uzun lan ben tükendim, yoksunum biçare kimi zamanda yalnızım, avare gezdim bak ne hale geldim, kim nasıl baktıysa öyle gördü ben buyum, nokta koyduk bitti, her bir yandan çektiler şu etime saplı kancaları, ve her gün engel ektiler belli var bir korkuları, bu yerli plaka korkutur, herkes sanar dengimdir, kimse bilmez ancak ceza nefretten de eskidir.
nakarat
öyle dar bir yerdeyim ki dünyam bek küçüldü, tek bir yanlış çok gözüktü geldiğim yer hep gürültü, pek sıkıntı çekti millet sabreden kazandı, benimle raks edenlerin kaçında var yürek, bir çok çakal rap�in önünde tek bilek, birçok kanal taraflı yazdı gazeteler yalan, ve çok samimim dostlarımda var, en önemlisiyse biliyorum ki yükselen ben değilim alçalan duvarlar sadece ve sadece, çok fazla dikkat çektik bu taktik değildi, gene de kapladı herkesi panik, buna tanık olan her genç tarihi yazsın, bir işe yaramazsa bu durur en alt katta, bir bakmışsın teker teker dökülmüş tüm dostlar, ne ad nede sanın kalır ve unutulur gidersin, yükselirken ekmek yerken, yere düşerken saçmalarsın, hiç süren yok suyun ısındı güneş doğdu kuyu kazılmaz.
nakarat
dört koldan taciz çok belli bariz, makas alır kızlar yanaktan erkeklerse diss, farklılaşma çabası içine girdi herkes, ghettolarda bile mohikan var oğlum, her bir kafada farklı ses, farklı vizyon her sokakta yükselir duvarlar, yabancı marka giydi her kesimden muhalefetler, ellerinde boş bir defter yazıldı aynı şeyler, daim kullanıldı aynı renkler anlaşılmaz boş resimler, ömürde belli ineceğin o katta, düşeceğiz birlikte belki sanma kurtuluş var, kader bu belli olmaz kaçıp gider yanından herkes, zaten biz birer hiçiz şayet bu böyle olmasaydı unutulur muydu o eski sesler, bulut olursa yağmur beklenir güneşli günler çok yakın, ve rüzgarım hep esti, kısa bir not sazın içinde şeytan yok, 77 Üsküdar yani bu plaka yerli...
nakarat plaka yerli bak, sırtı terli çok ve başı dertli vah, eski hali yok, ne olacak, yükselen ben değilim alçalan duvarlar.
ceza ceza şarkıları
Gönderen: editor (editor@gulum.net) 208472 kez okundu Arkadaşına Gönder
ceza yerli plaka dinle, ceza yerli plaka mp3, ceza yerli plaka şarkısı, ceza yerli plaka şarkı sözü, ceza yerli plaka bedava dinle, ceza yerli plaka mp3 download, ceza yerli plaka mp3 indir
SANATÇIYA AYİT EN ÇOK OKUNAN 20 ESER 1. yerli plaka 2. holocaust 3. sen oyna dilber 4. rapstar 5. cesaretin var mı aşka (ft. gülay) 6. ceza sahası 7. med cezir 8. anneme 9. panorama harem 10. hız 11. 2001 feat. sago k. & sahtiyan 12. ben ağlamazken 13. 3 atlı 7 katlı 14. benim adım ceza (feat. dr. fuchs) 15. rapstar 16. araba 17. ceza - 2001 (ft.sagopa k.&şahtiyan) 18. neyim var ki 19. feyz al 20. panorama harem
Hayki:aşkım..minik kraliçem seni çok seviyorum..! Yas:bende..! Hayki: benimle …benimle evlenirmisin ..? Yas:hııı ne diyorsun lan sen..ohaaa..hayır olamaz asla ..! Hayki: neden ..? Yas: içip içip beni döversin Hayki: yuhh kızım ben alkol kullanmamki döversemde adam değilim ..! Yas: inanamamki, hayki..! Hayki:yalancımıyım ben sanki ..? Yas:lan sen kahveden çıkmazsın ..! Hayki:okey tavla bilmem öğrenirsem senle oynarım..! Yas: yok aman dur orda kalsın kumarda vardır şimdi sende ..! Hayki: asLaaa korkma bebeim çokta param yokki zaten derdim altı üstü saadet ..! Yas:olmaz aşkım biraz sabret ben bu yaşta biraz taze sayılırım ..! Hayki: gelir bende kapının önüne anırırım ..! Yas:hayvan! şarap içer pis kokarsın tipindende belli zaten sen bir piskopatsın..! Hayki:tamam kabul var birazcık amaaa ellerinde uslanırım yapmam yarın seni istetirim anamla git konuş babanla ..! Yas:amann başım belada delimisin sen oğlum öldürürler hem zaten özgürüm ben hiç birşeyden anlamam ki çamaşır bulaşık elim ayağıma bulaşır ..! Hayki: korkma bebeğim elime her bir iş yakışır hem dikiş nakış da biliyorum sana birşey bırakmam ..! Yas: ıyyy kuru fasulye pilavı yaptırıp yanımda soğanı kırim dersen elimin tersini yersin suratına yasık edersin ben mersin kızıyım bak, abi git başımdan yaa ..! Hayki: ayyyh yeter ulan, evleneceksin benimle yarim kalmadı halim kalbim yanlız sana talip bana bağarıp durma çarparım azının ortasına ..!!! Yas:ıhıııı şimdiden başladı yaa ..! Hayki:ıhhh affet bebeğim kendimi kaybetim birden bire bendeki şiddet dilden gelir ama elden gelmez …! Yas:hııı tabi tabi o zaman isteklerimi sayıyıorum…yatlar katlar beatler featler mikelar mixerler..! Hayki: lann şimdi bu kız bide benden klip isterse ..! Yas: isterim tabiki sersemmmm ..! Hayki:o zaman çekelim dersem kabul edermisin ? söyle bana evet mi hayir mi evet mi hayır mi ?? Yas:ııhıı hayır ..! Hayki:evet mi hayır mı ..? Yas:hayırr dedimm ..! Hayki:lütfenn ..! Yas: hayırr ..! Hayki:evet mi hayır mı ? Yas:hayır ..! Hayki:evet de nolur ..! Yas:ıhııı hayır ..! Hayki:Nolur evet deee Yas:Hayır
Önceliklesitemizehoşgeldiniz.Sitemizinsizimutluedeceğineinanıyorum.Sitemizdevideo,klip,yemek tarifi, şarkı, şarkısözü, resim,yazı, maçlar,gollervb. şeyleribulabilirsiniz.Üye olarakta sitemize resim, video, şarkı sözü, klip, yazı ... gibi hoşunuza giden şeyleri de koyabilirsiniz. Ayrıca sitemizde bulunan klip, video, yazıların altında bulunan etiketlerimizden de yararlanarak istediklerinizi bulabilirsiniz. www.macbasliyor.com
Mutluluk
DUYURU !!!
Hepsi Bir bitti diye üzülenlere güzel bir haber. Haberimiz ; Hepsi Bir ATV Kanalına geçti.Devam ediyor.İzlemek İsteyenlere DUYRULUR.